Mecical Education & Training

Şigella

SHIGELLA

Etken:

Hareketsiz, laktoz negatif bakterilerdir. Kirpik (H) antijenleri bulunmaz. İnsan, şempanze ve maymunda basilli dizanteri etkenidir. Escherichia coli ile DNA homolojisi çok yakındır. Shigella türleri de EIEC gibi invazyon yeteneği bulunan (Sereny testi pozitif) bakterilerdir.

A GRUBU: Bu grup içindeki tüm bakteriler Shigella dysenteriae'nın kökenleridir. Serogrup 1 (Shiga basili) entero-nöro-ekzotoksin salgılar. Bu toksin deney hayvanlarında paraiizilere yol açar. Nörotoksik özelliği ön plandadır. Memeli hücrelerinin 60S ribozomal alt biriminin 28S'ini irreversibl olarak inaktive eder. Hücre protein sentezi yapamaz ve ölür. İmmün yetmezliği olanlarda, bebek ve yaşlılarda ağır nörolojik bulgularla seyreden Ikari sendromuna yol açar.

B GRUBU: Shigella jlexneri, fimbrialı tek Shigella türüdür.

C GRUBU: Shigella boydii

D GRUBU: Shigella sonnei (en hafif klinik, Bomba koloni, dirençli tür)

A grubu mannitole etkisizdir. Diğerleri mannitolü parçalar. Ayrım testidir.

Epidemiyoloji:

Birkaç yıl öncesine kadar Shigella flemeri, ülkemizde en sık şigel- loz etkeni olarak bilinmekteyken, son yıllarda, diğer batılı ülkelerde de olduğu gibi, Shigella sonnei daha ön plana çıkmıştır.

Patogenez:

Çok az sayıda (10-100 adet) bakterinin dahi yutulması ile, eğer bol sulu yiyeceklerle alınmışsa veya antiasitlerle mide pH'sı yükseltilmişse, hastalık tablosu gelişir. Virülansı en yüksek enterik bakteridir. Enterik başlıca patojenlerin infektif dozları aşağıda verilmiştir.

Shigella türleri

10-100

Campylobacter jejuni

100-1.000.000

Salmonella türleri

100.000

Escherichia coli

100.000.000

Vibrio cholerae

100.000.000

Giardia intestinalis

10-100 kist

Entamoeba histolytica

10-100 kist

 

Virülansı en yüksek olan GİS infeksiyonu etkeni iki bakteri:

1-Shigella sp.

2-Campylobacter jejuni

Konak aktini ile hücreden hücreye yayılan patojenler:

1-Listeria

2-Shigella

3-Riketsiya (benekli ateş)

4-Vaccinia virüsü

Mide asidine, diğer enterik bakterilere oranla daha dirençlidir. Basil, mukoza ile sınırlı kalan kolon apse ve ülserlerine yol açar. Mukozal hücrelere tutunup infekte edebilmesinde, hücre içi hareketlerinde ve hücreden hücreye yayılımında; Listeria monocytogenes, benekli ateş etkeni olan Rickettsia türleri ve Vaccinia virüsü için de tanımlanmış olan "konak aktininin kullanımı" (aktin polimerizasyonu) söz konusudur. Kendini sınırlayan bir infeksiyondur. İmmün yetmezllkliler, bebekler ve çok yaşlı kişiler hariç, bakteriyemiye neden olmaz.

Klinik özellikler:

İmmünite sorunu bulunmayan bireylerde; yüksek ateş, toksik tablo, kanlı, mukuslu ve cerahatli dışkılama ile tipik bir kolit tablosu sergiler.

Küçük çocuklarda konvülslyonlarla seyredebilen ishallere yol açabilir. Dolayısıyla antimikrobiyal kullanımı; küçük çocuklar, yaşlılar, altta immün yetmezliği bulunan bireyler ve intestinal taşıyıcılarla sınırlandırılmalıdır.

Sfıiga basili, EHEC gibi ekzotoksini ile hemolitik üremik sendrom tablolarına neden olabilir.

Tanı:

Nötrofilik lökositoz ve/veya sola kayma tipiktir. Basilli dizante¬rilinin dışkısı sulu ve şekilsizdir. Dışkı üzerine yapışmış kanlı mukus- larda bol basil bulunduğu için, kültür materyali buradan alınır. Direkt mikroskopide dışkıda bol miktarda lökosit ve eritrosit bulunur.

Dizanteriform ishal + konvülsiyon: Şigella

Tedavi

Ko-trimoksazol, kloramfenikol, ampisilin, amoksisilin gibi ilaçlara direnç gelişimi >%50'dir. Kullanılacaksa erişkinlerde doksisiklin veya kinolonlar, çocuklarda nalidiksik asit iyi seçeneklerdir. Tedavi kısa süreli olmalıdır. Erişkinlerde ampirik olarak üç doz oral siprofloksasin yeterlidir. 

Son iki gündür devam eden kanlı ve mukuslu ishal, ateş, karın ağrısı yakınmaları olan sekiz yaşındaki bir çocuk, kasılma ve bilinç kaybı yakınmaları Ue başvurmuştur. Yapılan tetkiklerinde lökostt sayısı 6.700/mm3, periferik yaymasında %90 nötrofll (%30 bant formu) görülmüştür. Yapılan dışkı kültüründe laktoz negatif, hareketsiz basil izole edilmiştir. Yukarıdaki klinik ve laboratuvar bulgular dikkate alındığında tanımlanan klinik tabloya yol açabilecek en olası etken aşağıdakilerden hangisidir?

A)Campylobacter jejuni

B)Enterohemorajik Escherichia coli

C)Shigella sonnei

D)Shigella dysenteriae

E)Salmonella enteritidis

(Cevap D)

Yukarıda tanımlanan olgu için kullanılabilecek en uygun antibiyotik aşağıdakilerden hangisidir?

A)Ampisilin

B)Tetrasiklin

C)Nalidiksik asit

D)Ko-trimoksazol

E)Antibiyotik tedavisi gerekli değildir.

(Cevap C)

---------------------

SİSTEMİK MİKOZLAR

1. Histoplasma capsulatum

2. Coccidioides immitis

3. Paracoccidioides brasiliensis

4. Blastomyces dermatitidis

Sistemik mikozların bulaş formu Konidi yani spordur.

Temel özellikleri

- Tümü dimorfiktir (oda ısısında (25°C) küf, insan vücudunda (37°C) maya.

- Tamamen sağlıklı kişide hastalık oluşturabilirler ve kişiden kişiye bulaşmazlar.

- Konidi (spor)’nin solunmasıyla bulaşır (Mikrokonidi veya artrosporun).

- Pirimer enfeksiyon bölgesi akciğerdir.

- Sistemik mantarlara konağın gösterdiği immünolojik cevap granülom oluşumudur.

- Tedavide öncelikle azoller (itrakonazol) tercih edilir fakat şiddetli vakalarda amfoterisin B kullanılır. Sadece P. brasiliensis tedavisinde sülfonamidlerde kullanılabilir.

----------------------------------------

İnsanlarda en sık rastlanan zoofilik dermatofitler M. canis, T. verrukozum ve T. mentagrophytes’tir. Genellikle zoofilik dermatofitler diğer dermatofitlere göre göre daha yüksek enflematuar yanıt oluşturur. M. canis kedi ve köpeklerden insanlara bulaşır saç ve saçlı derideki enfeksiyonu wood ışığında yeşil floresan verir. Kültürlerde oldukça kısa sürede ürer (5- 7 gün). T. verrukosum sığır ve koyunlardan insanlara bulaşır ve diğer trikofitonlardan farklı olarak ektotriks enfeksiyon oluşturur. Ayrıca T. verrukosum daha derin dokulara ilerleyebilir ve keriyona neden olabilir. Bu nedenle oluşturduğu enfeksiyon diğer dermatofit enfeksiyonlarına göre daha şiddetli enflematuar yanıta neden olur. Kültürün mikroskobik incelemesinde karakteristik fare kuyruğu (rat-tail) şeklinde makrokonidialar görülür. T. mentagrophytes kemirgenlerden insanlara bulaşır. 2 gün içinde üreyi hidrolize edebilme yeteneğine sahip olmasıyla T. rubrum ve T. tonsurans’dan ayırt edilir.

Zoofilik bir dermatofit olup şiddetli enflematuar yanıta neden olarak kerion oluşturabilen mantar Trichophyton verrukosumdur.

Epidermophyton floccosum saçı tutmaz

Trichophyton schoenleinii; Favus etkenidir ve 30> süre kalabilir.

Trichophyton Tonsurans; T. Capitis etkenidir.

Trichophyton Rubrum; T.Pedis etkenidir kırmızı pigment yapar.

------------------------------

Addison hastalığına neden olan mantar Histoplasma capsulatum dur.

Histoplasma Capsulatum

Kuş gübresiyle kirlenmiş topraktan ve yarasaların yaşadığı mağaralardan inhalasyon yoluyla bulaşır. Mikrokonidinin solunmasıyla bulaşarak akciğerlerde granülom ve kazeifikasyonlara neden olur. Retiküloendotelyal sistemi tutar. Kronik pulmoner enfeksiyon sıklıkla amfizeme neden olur. İmmün yetmezliklilerde mukokütanöz ülserler (özellikle AIDS’de dilde ülserasyon), hepatosplenomegeli ve addison (sürrenal yetmezliği) hastalığına neden olabilir. En iyi tanı yöntemi kemik iliği asprasyonudur. Makrofajların içinde kapsüllüymüş gibi görünen mantar hücreleri tespit edilir. Kültürde üretildiğinde tüberküler makrokonidiler, gözyaşı damlası şeklinde mikrokonidiler ve septalı hifler gösterilebilir. Antikor tespiti için en sık kullanılan yöntem kompleman fiksasyon testidir (>1/32). Sistemik enfeksiyonda (immün yetmezlikli konakta) idrarda antijen tespit edilebilir. Tedavide itrakonazol, sistemik enfeksiyonda amfoterisin B kullanılır.

-------------------------------

Diphylobothrium Latum (Balık tenyası)

Birden fazla ara konağı (2 adet) olan ve yumurtası kapaklı (operkulum) olan tek sestod’dur. Kasında larva (sparganum) bulunan az pişmiş balıkların yenmesiyle bulaşır. B12 vitamini eksikliği anemisi ve megaloblastik anemiye neden olduğu gibi nörolojik semptomlara neden olabilir. Gaitada tipik kapaklı yumurtalar gösterilebilir. Tedavide niklozamid veya prazikuantel kullanılır.

-------------------------------------

Askaris Lubricoides

En büyük (20- 35 cm) ve en sık rastanan barsak nematodudur. KLİNİK: Kan yoluyla akciğer migrasyonuna bağlı olarak erken dönemde pnömoni (Loffler pnömonisi) ve eozinofili meydana gelir. Barsak tıkanıklığı ve malabsorbsiyona neden olabileceği gibi transmural nekroz sonucu barsak perforasyonu ve peritonite neden olabilir. Ayrıca safra kanalı tıkanıklığı sonucunda sarılık ve tıkanıklık sonucunda apandisit gelişebilir.

TANI: Balgamda larva ve eozinofiller, gaitada ise oval yumurtalar (yüzeyi yumru yumru) gösterilerek tanı konur.

TEDAVİ: Mebendazol (mikrotubul oluşumunu engeller) veya pirantel pomat (paralitik ajan) kullanılır

-----------------------

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol